DİL SESLERDEN OLUŞUR, SESLER CANLIDIR...
CANLIYA İLİMDE ve BİLİMDE SAYGI ESASTIR!
NEDEN OKULLARDA SESLER ÖĞRETİL-MİYOR?
'ŞWA SESİ
İNGİLİZCENİN KALBİ...
İNGİLİZCEYİ WURGU ZAMANLI YAPAN SES...
SES-HEDJE-WURGU-A...
SHWA=SCHWA
NEARLY 50.000 SCHWA-S
...
SESLER - HECELER - VURGULAR
SOUNDS - SYL.LA.BLES - STRESSES
...
84% ve 16% ve 30%
APPROXIMATELY 84% OF ENGLISH WORDS ARE PHONETICALLY REGULAR...
APPROXIMATELY 16% OF ENGLISH WORDS ARE PHONETICALLY IR-REGULAR...
NEARLY 30% OF WORDS (UNSTRESSED SYLLABLES, VOWELS) ARE PRONOUNCED AS A SCHWA...
...
AKLI BAŞINDA, GELİŞMİŞ ÜLKELERİN
HİÇBİRİNDE YABANCI DİLDE EĞİTİM YOK!
NEDEN BİZDE VAR?
"ANADİLTEMELLİÖĞRENİM"
"FIRST-LANGUAGEBASEDLEARNING"
...
NEARLY%30SCHWASHWASOUND
makes
ENGLISHNATURALandREAL
...
İNGİLİZCE İÇİN SCHWA SESİ NE KADAR ÖNEMLİ İSE;
YUMUŞAK G HARFİ DE TÜRKÇE İÇİN O KADAR ÖNEMLİDİR!
TÜM ÜNLÜ HARFLER 'SCHWA SESİ' YAPAR;
'YUMUŞAK G' TÜM ÜNLÜ SESLERİ UZATIR!..
SCHWA SESİ YUMUŞAK G
/ə/ ğ
...
‘SES’ ÖĞRETİMİNİ YAPMAYANLAR, DENETLEMEYENLER;
O DİLİN SESLERİNİ BİLMEYENLERDİR!..
Müfredat (öğretim) programında yıllardır olan ‘ses öğrenimi’ okullarımızda hala yapılmamaktadır, uygulanmamaktadır, denetlenmemektedir. Daha da ötesi, acı tarafı MEB bile,‘Okullarda ses-letim öğreniminin yapılması mümkün değildir’, veya ‘ses-letim öğrenimi yapılamaz’ görüşünü dillendirmektedir, savunmaktadır.
Dilin özü, temeli, anayasası olan ‘ses öğrenimi’ ülkemizde gramerden bile sayılmamaktadır!.. Hemen hemen herkes ağırlıklı gramer yapıldığı için dil öğretilemediğini belirtmektedir. Halbuki en temel, öz gramer (ses) konularıbile ülkemizde yıllardır öğretilmemektedir. Özetle, gerçek gramerin ne olduğunu bile ülke olarak bilmiyoruz.
Telaffuz öğrenimi gramerin en önemli parçalarından biridir. Ses ise gramerin ilk basamağıdır. Ses, hece, kelime, cümle...
‘Harfleri bilmeyenle, sesleri bilenle dalga geçilir’ anlayışı Türkiye’de hakimdir. Harfşekildir, ses ise esastır, içeriktir. Ülkemizdeki şekilcilik hastalığı, dil eğitiminde de kendini göstermektedir.
Bir ülkede dilin öğrenilmemesi, aslında diğer derslerin de öğrenilmemesi anlamına gelir. Tüm derslerin temeli dildir. Çünkü insanlar düşünmeyi dille öğrenir.
Bir yerde çok büyük bir sorun varsa, bu sorun o işin en önemli yerindedir. Dilin özü, temeli, en önemli yeri SES değil de başka bir şey midir?
Biz dilleri (SESLERİ) öğrenmiyoruz, öğrenemiyoruz, bilmiyoruz!..
Ben de derslerimde ses (ana unsur) öğrenimini etkili şekilde uygulayamıyorum. Çünkü öğrencilerim haklı olarak bana da inanmamakta, güvenmemekte... Öğrencilerim dersin büyük çoğunluğunu yabancı ‘ses’ öğrenimini sorgulamakla geçiriyorlar. ‘Bu kadar öğrenci, öğretmen, müdür, denetmen, öğretim görevlisi, bakanlık yetkilisi nasıl yanlış bilir, bu kadar kişi yalan mı söylüyor, bu kadar insan işini mi savsaklıyor...’gibi pek çok soruyla her gün karşılaşmaktayım. Bu ikilem olduğu sürece eğitimin (öğrenim ve öğretim) sağlıklı işlemesi mümkün mü?
MEB in dağıttığı ücretsiz dil dersi kitaplarında ‘SES’ YOK DENECEK KADAR AZ!.. Bu nasıl müfredata uygunluktur, bu nasıl bilime uygunluktur!
Bu sorunları ve çözüm yollarını her kuruma, her şekilde iletmeme rağmen, ‘Sen yap, boşver başkasını’ anlayışıyla hep karşılaştım. Bu nasıl bilimselliktir!..
...
TURKISH SOUNDS (TÜRKÇENİN SESLERİ)
AYNI SÖZCÜĞÜN BİRDEN FAZLA SÖYLENİŞİNİN DOĞRU OLABİLECEĞİ UNUTULMAMALIDIR!
‘SPOKEN TURKISH’
VERSUS
‘SPOKEN ENGLISH’
-adres
/əˈdres/
-aktör
/ˈæktər/
-alarm
/əˈlɑːm/
-Almanca
/ˈdʒɜːmən/
-Amerika
/əˈmerɪkə/
-atlas
/ˈætləs/
-atom
/ˈætəm/
-avantaj
/ədˈvɑːntɪdʒ/
-bebek
/ˈbeɪbi/
-doktor
/ˈdɒktər/
-drama
/ˈdrɑːmə/
-editör
/ˈedɪtər/
-ekstra
/ˈekstrə/
-festival
/ˈfestɪvl/
-final
/ˈfaɪnl/
-fonetik
/fəˈnetɪk/
-gramer
/ˈgræmər/
-internet
/ˈɪntənet/
-İspanyol
/ˈspænɪʃ/
-kamera
/ˈkæmərə/
-kaptan
/ˈkæptɪn/
-kontrol
/kənˈtrəʊl/
-korner
/ˈkɔːnər/
-Londra
/ˈlʌndən/
-market
/ˈmɑːkɪt/
-mega
/ˈmegə/
-mental
/ˈmentl/
-mesaj
/ˈmesɪdʒ/
-metal
/ˈmetl/
-metot
/ˈmeθəd/
-model
/ˈmɒdl/
-modern
/ˈmɒdn/
-motor
/ˈməʊtər/
-negatif
/ˈnegətɪv/
-normal
/ˈnɔːml/
-objektif
/əbˈdʒektɪv/
-operasyon
/ˌɒpəˈreɪʃn/
-opsiyon
/ˈɒpʃn/
-Oxford
/ˈɒksfəd/
-paket
/ˈpækɪt/
-pardon
/ˈpɑːdn/
-partner
/ˈpɑːtnər/
-pasta
/ˈpæstə/
-performans
/pəˈfɔːməns/
-personel
/ˌpɜːsəˈnel/
-petrol
/ˈpetrəl/
-pilot
/ˈpaɪlət/
-pozitif
/ˈpɒzətɪv/
-rapor
/rɪˈpɔːt/
-sembol
/ˈsɪmbl/
-sezon
/ˈsiːzn/
-showman
/ˈʃəʊmən/
-sistem
/ˈsɪstəm/
-skandal
/ˈskændl/
-standart
/ˈstændəd/
-süper
/ˈsuːpər/
/ˈsjuːpər/
-Türkiye
/ˈtɜːki/
-yoğurt
/ˈjɒgət/
SPOKEN ENGLISH = STRESS-TIMED LANGUAGE |
SPOKEN TURKISH = SYLLABLE-TIMED LANGUAGE |
SPOKEN TURKISH = PALATAL & LABIAL HARMONY |
‘STRESS’ in Turkish and English |
|
TURKISH |
The level of stress between syllables is nearly same. |
ENGLISH |
The level of stress between syllables is strong. |
TÜRKÇE ve İNGİLİZCEDE ‘DOĞAL VURGU’
İngilizce ‘vurgu zamanlı’ bir dildir. Vurgulu heceyi ayırt etmek kolaydır. Türkçe ise ‘hece zamanlı’ bir dildir. Heceler arasında fazla şiddet farkı olmadığından vurgulu heceyi ayırt etmek zordur.
ISTANBUL TURKISH with ENGLISH PHONETIC SYMBOLS
-akraba
/ɑkrɑˈbɑː/
-akşam
/ɑkˈʃɑm/
-Ankara
/ˈɑŋkɑrɑ/
-anlam
/ɑnˈlɑm/
-arkadaş
/ɑrkɑˈdɑʃ/
-ateş
/ɑˈteʃ/
-başvuru
/ˈbɑʃwuru/
-bayan
/bɑˈjɑn/
-bayrak
/bɑiˈrɑk/
-beyaz
/beˈjɑz/
-boya
/bɔˈjɑ/
-bölüm
/bɜˈljum/
-börek
/bɜˈrek/
-çatal
/tʃɑˈtɑl/
-çeyrek
/tʃeiˈrek/
-devlet
/dewˈlet/
-dondurma
/dɔndurˈmɑ/
-dönem
/dɜˈnem/
-dünya
/djunˈjɑː/
-düzen
/djuˈzen/
-erkek
/erˈkek/
-gazete
/gɑˈzete/
/gɑsˈte/
-görüntü
/gɜrjunˈtju/
-güven
/gjuˈwen/
-haber
/hɑˈber/
-hafta
/hɑfˈtɑ/
-horoz
/hɔˈrɔz/
-Japon
/ʒɑˈpɔn/
-kalem
/kɑˈlem/
-kapak
/kɑˈpɑk/
-karar
/kɑˈrɑr/
-konu
/kɔˈnu/
-kopya
/ˈkɔpjɑ/
-korner
/ˈkɔrner/
-koşmak
/kɔʃˈmɑk/
-kömür
/kɜˈmjur/
-kötü
/kɜˈtju/
-kötümser
/kɜtjumˈser/
-küçük
/kjuˈtʃjuk/
-maden
/mɑːˈden/
-masa
/ˈmɑsɑ/
-masaj
/mɑˈsɑʒ/
-masal
/mɑˈsɑl/
-merkez
/merˈkez/
-normal
/nɔrˈmæl/
-ocak
/ɔˈdʒɑk/
-okul
/ɔˈkul/
-ortak
/ɔrˈtɑk/
-pano
/ˈpɑnɔ/
-posta
/ˈpɔstɑ/
-sayfa
/sɑiˈfɑ/
-sonuç
/sɔˈnutʃ/
-soru
/sɔˈru/
-sözlük
/sɜzˈljuk/
-tablo
/ˈtɑblɔ/
-tavuk
/tɑˈwuk/
-temmuz
/temˈmuz/
-Türkçe
/ˈtjurktʃe/
-vurgu
/wurˈgu/
-yazar
/jɑˈzɑr/
TÜRKÇE |
TÜM HECELER NET DUYULABİLMEKTEDİR. |
İNGİLİZCE |
SADECE VURGULU HECE NET DUYULABİLMEKTEDİR. |
........
TURKISH SHORT VOWELS = ENGLISH LONG VOWELS
(DIFFERENT SPELLINGS, SAME PHONEMES)
TURKISH SPELLING VERSUS ENGLISH SPELLING
-all
ol
-art
at
-ball
bol
-bar
bar
-bay
bey
-be
bi
-beach
biç
-been
bin
-boot
but
-bought
bot
-boy
boy
-call
kol
-car
kar
-caught
kot
-cause
koz
-cease
sis
-cool
kul
-dance
dans
-far
far
-feel
fil
-girl
göl
-jeep
cip
-keen
kin
-more
mor
-off
of
-pass
pas
-peace
pis
-pool
pul
-shoe
şu
-soon
sun
-talk
tok
-team
tim
-toy
toy
.......
ASSIMILATION = SOUND CHANGE
Çıkış yeri ve biçimi yönünden sesler birbirine yaklaşmakta veya benze-mektedir. Başka bir ifadeyle, söyleyiş kolaylığı için sesler çıkış yeri ve biçimi bakımından birbirine yaklaştırılır veya benzer söylenir. Bu ses olayı da diğer ses olayları gibi kolayca ve en az çaba harcayarak söyleme eğiliminden kaynaklanmıştır. En az çaba yasası, bütün dünya dillerinde vardır.
SES BENZEŞMELERİ (DEĞİŞİMLERİ=UYUŞMALARI=ETKİLEŞMELERİ)
YAZIM |
SÖYLEYİŞ |
SES DEĞİŞİMLERİ |
açtı |
/ˈɑştı/ |
ç = t+ş, t sesi düşer. |
Ankara |
/ˈɑŋkɑrɑ/ |
n-ŋ değişimi |
anne anne |
/ɑˈnɑːnne/ |
karşılıklı benzeşme |
baba anne |
/bɑˈbɑːnne/ |
karşılıklı benzeşme |
bengü |
/beŋˈgü/ |
n-ŋ değişimi |
biçti |
/ˈbişti/ |
ç = t+ş, t sesi düşer. |
bin bir |
/ˈbim bir/ |
n-m değişimi |
binlik |
/binˈnik/ |
l-n değişimi |
bunlar |
/bunˈnɑr/ |
l-n değişimi |
canlı |
/cɑnˈnı/ |
l-n değişimi |
dinlemek |
/dinneˈmek/ |
l-n değişimi |
eczacı |
/ezzɑːˈcı/ |
dj –z değişimi |
en büyük |
/em büˈyük/ |
n-m değişimi |
geçti |
/ˈgeşti/ |
ç = t+ş, t sesi düşer. |
gelmezse |
/ˈgelmesse/ |
z-s değişimi |
gitsin |
/ˈgissin/ |
t-s değişimi |
göçtü |
/ˈgöştü/ |
ç = t+ş, t sesi düşer. |
gönlüm |
/ˈgönnüm/ |
l-n değişimi |
görürler |
/ˈgörüller/ |
r-l değişimi |
Gözsüz |
/ˈgössüz/ |
z-s değişimi |
günlük |
/günˈnük/ |
l-n değişimi |
içten |
/işˈten/ |
ç = t+ş, t sesi düşer. |
içti |
/ˈişti/ |
ç = t+ş, t sesi düşer. |
içtim |
/ˈiştim/ |
ç = t+ş, t sesi düşer. |
İstanbul |
/isˈtɑmbul/ |
n-m değişimi |
kaçtı |
/ˈkɑştı/ |
ç = t+ş, t sesi düşer. |
karanlık |
/kɑrɑnˈnık/ |
l-n değişimi |
kırp |
/kırk/ |
p-k değişimi |
mecbur |
/mejˈbur/ |
c = d+j, d sesi düşer. |
mecburen |
/mejˈbuːren/ |
c = d+j, d sesi düşer. |
mecnun |
/mejˈnun/ |
c = d+j, d sesi düşer. |
ne ise |
/ˈneyse/ |
karşılıklı benzeşme |
ne olur |
/ˈnoːlur/ |
karşılıklı benzeşme |
olmazsa |
/ˈolmɑssɑ/ |
z-s değişimi |
on beş |
/ˈom beş/ |
n-m değişimi |
renk |
/reŋk/ |
n-ŋ değişimi |
secde |
/sejˈde/ |
c = d+j, d sesi düşer. |
sevinçten |
/sevinşˈten/ |
ç = t+ş, t sesi düşer. |
sonbahar |
/ˈsombɑhɑr/ |
n-m değişimi |
şemsiye |
/şemşiˈye/ |
s-ş değişimi |
tuzsuz |
/tusˈsuz/ |
z-s değişimi |
uçtu |
/ˈuştu/ |
ç = t+ş, t sesi düşer. |
yalnız |
/yɑnˈnız/ |
l-n değişimi |
yanlış |
/yɑnˈnış/ |
l-n değişimi |
yapmışsın |
/yɑpˈmışın/ |
s-ş değişimi |
yatsı |
/yɑsˈsı/ |
t-s değişimi |
yazsın |
/ˈyɑssın/ |
z-s değişimi |
yüzsüz |
/yüsˈsüz/ |
z-s değişimi |
.......
-acıkacak
/ɑcıˈkıcɑk/
-akacak
/ɑˈkıcɑk/
-alacak
/ɑˈlıcɑk/
-alınacak
/ɑlıˈnıcɑk/
-atanacak
/ɑtɑˈnıcɑk/
-bakacak
/bɑˈkıcɑk/
-bırakacak
/bırɑˈkıcɑk/
-boşanacaklar mı?
/boşɑnıcɑkˈlɑr mı/
-bulacaklar mı?
/bulucɑkˈlɑr mı/
-bulunacak
/buluˈnucɑk/
-çalacak
/çɑˈlıcɑk/
-çalışacaksa
/çɑlışıˈcɑksɑ/
-çatacak
/çɑˈtıcɑk/
-çıkacaktır
/çıkıˈcɑktır/
-dalacak
/dɑˈlıcɑk/
-davranacak
/dɑvrɑˈnıcɑk/
-doğuracak
/doːˈrucɑk/
/douˈrucɑk/
-dolaşacak
/dolɑˈşıcɑk/
-donacak
/doˈnucɑk/
-duracaksa
/duruˈcɑksɑ/
-duyacaklar mı?
/duyucɑkˈlɑr mı/
-kaçacak
/kɑˈçıcɑk/
-kalacak mı?
/kɑlıˈcɑk mı/
-kalkacaktır
/kɑlkıˈcɑktır/
-kapayacak
/kɑˈpıycɑk/
/kɑˈpiːcɑk/
-karşılaşacak
/kɑrşılɑˈşıcɑk/
-kıracak
/kıˈrıcɑk/
-kızacak mı?
/kızıˈcɑk mı/
-kokacak
/koˈkucɑk/
-konuşacak mı?
/konuşuˈcɑk mı/
-koruyacağız
/koruˈyucɑz/
/koˈruːcɑz/
-koruyacak
/koruˈyucɑk/
/koˈruːcɑk/
-okunacak
/okuˈnucɑk/
-olacaksa
/oluˈcɑksɑ/
-oluşacak
/oluˈşucɑk/
-saçacak
/sɑˈçıcɑk/
-salacaksın
/sɑlıˈcɑksın/
-saldıracaksa
/sɑldırıˈcɑksɑ/
-savunacaksın
/sɑwunuˈcɑksın/
-sırıtacak
/sırıˈtıcɑk/
-sokacak
/soˈkucɑk/
-soracaksın
/soruˈcɑksın/
-soyacaktı
/soyuˈcɑktı/
-susacaktı
/susuˈcɑktı/
-şaşıracaktı
/şɑşırıˈcɑktı/
-takacaktı
/tɑkıˈcɑktı/
-tanışacaktı
/tɑnışıˈcɑktı/
-tutacakken
/tutuˈcɑkken/
-uçacakken
/uçuˈcɑkken/
-unutacakken
/unutuˈcɑkken/
-usanacakken
/usɑnıˈcɑkken/
-vuracakken
/wuruˈcɑkken/
-yanacakmış
/yɑnıˈcɑkmış/
-yapacakmış
/yɑpıˈcɑkmış/
-yatacakmış
/yɑtıˈcɑkmış/
-yazacakmış
/yɑzıˈcɑkmış/
-yutacakmış
/yutuˈcɑkmış/
SPELLING (YAZIM) |
PRONUNCIATION (SÖYLENİŞ) |
...acak |
...ıcak / ...ucak |
...ecek |
...icek / ...ücek |
.......
-acımayacak
/ɑˈcımıycɑk/
/ɑˈcımiːcɑk/
-akmayacak
/ˈɑkmıycɑk/
/ˈɑkmiːcɑk/
-almayacak
/ˈɑlmıycɑk/
/ˈɑlmiːcɑk/
-alınmayacak
/ɑˈlınmıycɑk/
/ɑˈlınmiːcɑk/
-atanmayacak
/ɑˈtɑnmıycɑk/
/ɑˈtɑnmiːcɑk/
-bakmayacak
/ˈbɑkmıycɑk/
/ˈbɑkmiːcɑk/
-bırakmayacak
/bıˈrɑkmıycɑk/
/bıˈrɑkmiːcɑk/
-boşanmayacak
/boˈşɑnmıycɑk/
/boˈşɑnmiːcɑk/
-bulmayacağız
/ˈbulmıycɑz/
/ˈbulmiːcɑz/
-bulunmayacak
/buˈlunmıycɑk/
/buˈlunmiːcɑk/
-çalmayacağım
/ˈçɑlmıycɑm/
/ˈçɑlmiːcɑm/
-çalışmayacağım
/çɑˈlışmıycɑm/
/çɑˈlışmiːcɑm/
-çıkmayacaksa
/ˈçıkmıycɑksɑ/
/ˈçıkmiːcɑksɑ/
-davranmayacak
/dɑvˈrɑnmıycɑk/
/dɑvˈrɑnmiːcɑk/
-dolaşmayacak
/doˈlɑşmıycɑk/
/doˈlɑşmiːcɑk/
-donmayacağız
/ˈdonmıycɑz/
/ˈdonmiːcɑz/
-durmayacak
/ˈdurmıycɑk/
/ˈdurmiːcɑk/
-duyamayacak
/ˈduymıycɑk/
/ˈduymiːcɑk/
-kaçmayacağız
/ˈkɑçmıycɑz/
/ˈkɑçmiːcɑz/
-kalmayacak
/ˈkɑlmıycɑk/
/ˈkɑlmiːcɑk/
-kalkmayacak
/ˈkɑlkmıycɑk/
/ˈkɑlkmiːcɑk/
-karşılaşmayacağız
/kɑrşıˈlɑşmıycɑz/
/kɑrşıˈlɑşmiːcɑz/
-kırmayacak
/ˈkırmıycɑk/
/ˈkırmiːcɑk/
-kızmayacağım
/ˈkızmıycɑm/
/ˈkızmiːcɑm/
-kokmayacak
/ˈkokmıycɑk/
/ˈkokmiːcɑk/
-konuşmayacaksa
/koˈnuşmıycɑksɑ/
/koˈnuşmiːcɑksɑ/
-korumayacağız
/koˈrumıycɑz/
/koˈrumiːcɑz/
-koşmayacağım
/ˈkoşmıycɑm/
/ˈkoşmiːcɑm/
-okumayacak
/oˈkumıycɑk/
/oˈkumicɑk/
-olmayacaksa
/olmıyˈcɑksɑ/
/olmiːˈcɑksɑ/
-oluşmayacak
/oˈluşmıycɑk/
/oˈluşmicɑk/
-saçmayacağım
/ˈsɑçmıycɑm/
/ˈsɑçmiːcɑm/
-salmayacak
/ˈsɑlmıycɑk/
/ˈsɑlmiːcɑk/
-saldırmayacağız
/sɑlˈdırmıycɑz/
/sɑlˈdırmiːcɑz/
-savunmayacak
/sɑˈwunmıycɑk/
/sɑˈwunmiːcɑk/
-sırıtmayacağız
/sıˈrıtmıycɑz/
/sıˈrıtmiːcɑz/
-sokmayacak
/ˈsokmıycɑk/
/ˈsokmiːcɑk/
-sormayacak
/ˈsormıycɑk/
/ˈsormiːcɑk/
-soymayacak
/ˈsoimıycɑk/
/ˈsoimiːcɑk/
-susmayacak
/ˈsusmıycɑk/
/ˈsusmiːcɑk/
-takmayacak
/ˈtɑkmıycɑk/
/ˈtɑkmiːcɑk/
-tamamlamayacağız
/tɑmɑmˈlɑmıycɑz/
/tɑmɑmˈlɑmiːcɑz/
-tanışmayacağım
/tɑˈnışmıycɑm/
/tɑˈnışmiːcɑm/
-tutmayacak
/ˈtutmıycɑk/
/ˈtutmiːcɑk/
-uçmayacaksın
/ˈuçmıycɑksın/
/ˈuçmiːcɑksın/
-unutmayacaksın
/uˈnutmıycɑksın/
/uˈnutmiːcɑksın/
-usanmayacak
/uˈsɑnmıycɑk/
/uˈsɑnmiːcɑk/
-vurmayacaktı
/ˈwurmıycɑktı/
/ˈwurmiːcɑktı/
-yanmayacaktı
/ˈyɑnmıycɑktı/
/ˈyɑnmiːcɑktı/
-yapmayacakmış
/ˈyɑpmıycɑkmış/
/ˈyɑpmiːcɑkmış/
-yatmayacakmış
/ˈyɑtmıycɑkmış/
/ˈyɑtmiːcɑkmış/
-yazmayacakmış
/ˈyɑzmıycɑkmış/
/ˈyɑzmiːcɑkmış/
-yutmayacak
/ˈyutmıycɑk/
/ˈyutmicɑk/
-konuşmayacağım
/koˈnuşmıycɑm/
/koˈnuşmiːcɑm/
-konuşmayacaksın
/koˈnuşmıycɑksın/
/koˈnuşmiːcɑksın/
-konuşmayacak
/koˈnuşmıycɑk/
/koˈnuşmiːcɑk/
-konuşmayacağız
/koˈnuşmıycɑz/
/koˈnuşmiːcɑz/
-konuşmayacaksınız
/koˈnuşmıycɑksınız/
/koˈnuşmiːcɑksınız/
-konuşmayacaklar
/koˈnuşmıycɑklɑr/
/koˈnuşmiːcɑklɑr/
-anlamayacak mısınız?
/ɑnˈlɑmıycɑk mısınız/
/ɑnˈlɑmiːcɑk mısınız/
-susmayacak mıydın?
/ˈsusmıycɑk mıydın/
/ˈsusmiːcɑk mıydın/
-konuşmayacak mısın?
/koˈnuşmıycɑk mısın/
/koˈnuşmiːcɑk mısın/
-unutmayacaklar mı?
/uˈnutmıycɑklɑr mı/
/uˈnutmiːcɑklɑr mı/
.......
-bilecek
/biˈlicek/
-binecek
/biˈnicek/
-bölecek
/böˈlücek/
-çevirecek
/çeviˈricek/
-çökecek
/çöˈkücek/
-çökecek
/çöˈkücek/
-delecek
/deˈlicek/
-dikecek
/diˈkicek/
-dinleyecekse
/dinliːˈcekse/
-dökecek
/döˈkücek/
-döndürecek
/döndüˈrücek/
-dönecekler mi?
/dönücekˈler mi/
-dönüşecek
/dönüˈşücek/
-düşecek
/düˈşücek/
-düşünecek
/düşüˈnücek/
-eriyecek
/eˈriːcek/
-gelecekken
/geliˈcekken/
-gelişecek
/geliˈşicek/
-gezecek
/geˈzicek/
-girecekse
/giriˈcekse/
-görüşecekler mi?
/görüşücekˈler mi/
-götürecek
/götüˈrücek/
-gülecekler mi?
/gülücekˈler mi/
-indirecek
/indiˈricek/
-ineceksin
/iniˈceksin/
-ölecek
/öˈlücek/
-öpecekken
/öpüˈcekken/
-serecek
/seˈricek/
-seveceksin
/seviˈceksin/
-sevinecekse
/seviniˈcekse/
-silecek
/siˈlicek/
-sökecek
/söˈkücek/
-sövecekken
/söwüˈcekken/
-sürecekken
/sürüˈcekken/
-tütecek
/tüˈtücek/
-üzülecekse
/üzülüˈcekse/
-verecekti
/veriˈcekti/
-yenecekti
/yeniˈcekti/
-yetiştirecek
/yetiştiˈricek/
-yönelecek
/yöneˈlicek/
-yönetecekmiş
/yönetiˈcekmiş/
-yükselecekmiş
/yükseliˈcekmiş/
-yürüyecekmiş
/yüriːˈcekmiş/
Ğ - W DEĞİŞMESİ (labial harmony) |
|
koğmak |
kowˈmak |
oğmak |
owˈmak |
öğmek |
öwˈmek |
döğmek |
döwˈmek |
N - M DEĞİŞMESİ (labial harmony) |
|
saklanbaç |
saklamˈbaç |
anbar |
amˈbar |
penbe |
pemˈbe |
tonbul |
tomˈbul |
Ses olayları, söyleyiş kolaylığı sağlamak amacıyla tüm dünya dillerinde vardır. Sesleri en az çabayla çıkarma eğilimi sonucunda ses değişimleri (benzeşmeleri) meydana gelmektedir, ve bu sözlü dilde kaçınılmazdır. |
-bilmeyecek
/ˈbilmiycek/
/ˈbilmiːcek/
-binmeyecek
/ˈbinmiycek/
/ˈbinmiːcek/
-bölmeyeceğim
/ˈbölmiycem/
/ˈbölmiːcem/
-çevirmeyecek
/çeˈvirmiycek/
/çeˈvirmiːcek/
-çökmeyecek
/ˈçökmiycek/
/ˈçökmiːcek/
-delmeyecek
/ˈdelmiycek/
/ˈdelmiːcek/
-dikmeyecek
/ˈdikmiycek/
/ˈdikmiːcek/
-dinlemeyeceğiz
/dinˈlemiycez/
/dinˈlemiːcez/
-dökmeyecek
/ˈdökmiycek/
/ˈdökmiːcek/
-döndürmeyecek
/dönˈdürmiycek/
/dönˈdürmiːcek/
-dönmeyecek
/ˈdönmiycek/
/ˈdönmiːcek/
-dönüşmeyecek
/döˈnüşmiycek/
/döˈnüşmiːcek/
-düşmeyecekler mi?
/ˈdüşmiycekler mi/
/ˈdüşmiːcekler mi/
-düşünmeyecek
/düˈşünmiycek/
/düˈşünmiːcek/
-erimeyecek
/eˈrimiycek/
/eˈrimiːcek/
-gelmeyecek
/ˈgelmiycek/
/ˈgelmiːcek/
-gelişmeyecekse
/geˈlişmiycekse/
/geˈlişmiːcekse/
-gezmeyecekler
/ˈgezmiycekler/
/ˈgezmiːcekler/
-girmeyeceğim
/ˈgirmiycem/
/ˈgirmiːcem/
-görüşmeyecek
/göˈrüşmiycek/
/göˈrüşmiːcek/
-götürmeyecek
/göˈtürmiycek/
/göˈtürmiːcek/
-gülmeyeceksin
/ˈgülmiyceksin/
/ˈgülmiːceksin/
-indirmeyecek
/inˈdirmiycek/
/inˈdirmiːcek/
-inmeyecekse
/ˈinmiycekse/
/ˈinmiːcekse/
-ölmeyecek
/ˈölmiycek/
/ˈölmiːcek/
-öpmeyecek
/ˈöpmiycek/
/ˈöpmiːcek/
-sermeyecek
/ˈsermiycek/
/ˈsermiːcek/
-sevmeyecek
/ˈsevmiycek/
/ˈsevmiːcek/
-sevinmeyecek
/seˈvinmiycek/
/seˈvinmiːcek/
-silmeyeceksin
/ˈsilmiyceksin/
/ˈsilmiːceksin/
-sökmeyecek
/ˈsökmiycek/
/ˈsökmiːcek/
-sürmeyecek
/ˈsürmiycek/
/ˈsürmiːcek/
-tütmeyecek
/ˈtütmiycek/
/ˈtütmiːcek/
-üzülmeyeceğim
/üˈzülmiycem/
/üˈzülmiːcem/
-vermeyecekler mi?
/ˈvermiycekler mi/
/ˈvermiːcekler mi/
-yenmeyecekti
/ˈyenmiycekti/
/ˈyenmiːcekti/
-yetişmeyecekti
/yeˈtişmiycekti/
/yeˈtişmiːcekti/
-yönelmeyecekti
/yöˈnelmiycekti/
/yöˈnelmiːcekti/
-yönetmeyecekmiş
/yönetmiyˈcekmiş/
/yöˈnetmiːcekmiş/
-yükselmeyecekmiş
/yükˈselmiycekmiş/
/yükˈselmiːcekmiş/
-yürümeyecekmiş
/yüˈrümiycekmiş/
/yüˈrimiːcekmiş/
-gelmeyeceğim
/ˈgelmiycem/
/ˈgelmiːcem/
-gelmeyeceksin
/ˈgelmiyceksin/
/ˈgelmiːceksin/
-gelmeyecek
/ˈgelmiycek/
/ˈgelmiːcek/
-gelmeyeceğiz
/ˈgelmiycez/
/ˈgelmiːcez/
-gelmeyeceksiniz
/ˈgelmiyceksiniz/
/ˈgelmiːceksiniz/
-gelmeyecekler
/ˈgelmiycekler/
/ˈgelmiːcekler/
-gelmeyecek misin?
/ˈgelmiycek misin/
/ˈgelmiːcek misin/
-gelmeyecek misiniz?
/ˈgelmiycek misiniz/
/ˈgelmiːcek misiniz/
-gelmeyecekler mi?
/ˈgelmiycekler mi/
/ˈgelmiːcekler mi/
-gelmeyecek miydim?
/ˈgelmiycek miydim/
/ˈgelmiːcek miːdim/
-gelmeyecek miydi?
/ˈgelmiycek miydi/
/ˈgelmiːcek miːdi/
-gelmeyecek miydiniz?
/ˈgelmiycek miydiniz/
/ˈgelmiːcek miːdiniz/
SPELLING |
PRONUNCIATION |
burada |
/ˈburdɑ/ |
dışarıda |
/dışɑrˈdɑ/ |
dışarısı |
/dışɑrˈsı/ |
içeride |
/içerˈde/ |
içerisi |
/içerˈsi/ |
nerede |
/ˈnerde/ |
orada |
/ˈordɑ/ |
‘y’ = /i/
-ayran
/ɑiˈrɑn/
-bey
/bei/
-boy
/boi/
-böyle
/ˈböile/
-buyruk
/buiˈruk/
-çay
/çɑi/
-çeyrek
/çeiˈrek/
-duymak
/duiˈmɑk/
-eğlence
/eilenˈce/
-giymek
/giːˈmek/
-giysi
/giːˈsi/
-huy
/hui/
-kaymak
/kɑiˈmɑk/
-kaynak
/kɑiˈnɑk/
-kıymak
/kıiˈmɑk/
-kıymet
/kıiˈmet/
-koymak
/koiˈmɑk/
-köy
/köi/
-kuyruk
/kuiˈruk/
-leylek
/leiˈlek/
-ölüydü
/ölüidü/
-öykü
/öiˈkü/
-öyle
/ˈöile/
-sayfa
/sɑiˈfɑ/
-seyrek
/seiˈrek/
-sıyrık
/sıiˈrık/
-soy
/soi/
-söylemek
/söileˈmek/
/söːleˈmek/
-şey
/şei/
-şöyle
/ˈşöile/
-teyze
/ˈteize/
-toy
/toi/
-tüy
/tüi/
-ziynet
/ziːˈnet/
.......
‘v’ = /w/ = short /u/
-av
/ɑw/
-Avrupa
/ˈɑwrupɑ/
-avuç
/ɑˈwuç/
-avukat
/ɑwuˈkɑt/
-avunmak
/ɑwunˈmɑk/
-avutmak
/ɑwutˈmɑk/
-Avusturya
/ɑwusˈturyɑ/
-başvuru
/ˈbɑşwuru/
-bavul
/bɑˈwul/
-çavuş
/çɑˈwuş/
-davul
/dɑˈwul/
-dövme
/döwˈme/
-dövüşmek
/döwüşˈmek/
-duvar
/duˈwɑr/
-düğme
/düwˈme/
-havlu
/hɑwˈlu/
-havuç
/hɑˈwuç/
-havuz
/hɑˈwuz/
-kavun
/kɑˈwun/
-kavurma
/kɑwurˈmɑ/
-kovmak
/kowˈmɑk/
-ov
/ow/
-öv
/öw/
-övünmek
/öwünˈmek/
-savunmak
/sɑwunˈmɑk/
-savur
/sɑˈwur/
-sev
/sew/
-sövmek
/söwˈmek/
-tavla
/ˈtɑwlɑ/
-tavuk
/tɑˈwuk/
-tövbe
/töwˈbe/
-voleybol
/woˈleibol/
-vur
/wur/
-yavru
/yɑwˈru/
........
‘a’ = /æ/
-ahkam
/ɑhˈkæm/
-ahlak
/ɑhˈlæk/
-bela
/beˈlæː/
-bilahare
/ˈbilæːhɑre/
-bilakis
/ˈbilækis/
-bilanço
/biˈlænço/
-bilardo
/biˈlærdo/
-billahi
/ˈbillæːhi/
-deplasman
/deplæsˈmɑn/
-dükkan
/dükˈkæn/
-ela
/eˈlæː/
-elalem
/elæːˈlem/
-Elazığ
/eˈlæzıː/
-emlak
/emˈlæk/
-final
/fiˈnæl/
-galaksi
/gɑˈlæksi/
-gavur
/gæˈwur/
-güzergah
/güzerˈgæh/
-Hakkari
/hɑkˈkæːri/
-hala
/ˈhɑːlæː/
-helal
/heˈlæl/
-hikaye
/hikæːˈye/
-iflas
/ifˈlæs/
-ihlal
/ihˈlæl/
-ihmal
/ihˈmæl/
-ihtilal
/ihtiˈlæl/
-ihtimal
/ihtiˈmæl/
-ikamet
/ikæːˈmet/
-ilaç
/iˈlæç/
-ilan
/iːˈlæn/
-ilave
/ilæːˈve/
-imkan
/imˈkæn/
-imla
/imˈlæ/
-inkar
/inˈkær/
-iptal
/ipˈtæl/
-ishal
/isˈhæl/
-İslam
/isˈlæm/
-istikbal
/istikˈbæl/
-istiklal
/istikˈlæl/
-Kabe
/kæːˈbe/
-kabus
/kæːˈbus/
-kafi
/kæːfi/
-kağıt
/kæːt/
-kalp
/kælp/
-Kamil
/kæːˈmil/
-kar
/kæːr/
-katip
/kæːˈtip/
-Kazım
/kæːˈzım/
-laf
/læf/
-lahana
/læˈhɑnɑ/
-lahmacun
/læhmɑːˈcun/
-lakap
/læˈkɑp/
-lale
/læːˈle/
-lamba
/ˈlæmbɑ/
-lanet
/læːˈnet/
-langırt
/lænˈgırt/
-Lapseki
/ˈlæpseki/
-lastik
/læsˈtik/
-latif
/læˈtif/
-laubali
/læubɑːˈli/
-lav
/læv/
-lavabo
/læˈvɑbo/
-layık
/læːˈyık/
-laz
/læz/
-lazer
/ˈlæzer/
-lazım
/læːˈzım/
-mekan
/meˈkæn/
-mesela
/ˈmeselæ/
-nikah
/niˈkæh/
-reklam
/rekˈlæm/
-selam
/seˈlæm/
-silah
/siˈlæh/
-tadilat
/tɑːdiˈlæt/
-tahsilat
/tɑhsiːˈlæt/
-tezgah
/tezˈgæh/
-ukala
/ukɑˈlæː/
/k/, /l/ |
/æ/ = /Æ/ |